Wednesday, July 29, 2009

Ne Fena...


Sivasspor, şampiyonlar ligi 3. ön eleme ilk maçında deplasmanda Anderlecht takımından fark yedi. 5-0 biten maçın genelinde son derece dağınık bir görüntü çizen Sivasspor, alışılan oyun disiplininden de çok uzaktaydı. Anlaşılan kadrosunu önemli ölçüde yenileyen Sivasspor mevcut kadrosundan ne şekilde faydalanması gerektiğine henüz tam olarak karar verebilmiş değil.

Artık, bir üst tura kalması mucizelere bağlı olan Sivasspor'un dünkü maçı çok iyi değerlendirmesi gerekir. Aksi halde, Sivasspor'un bu dağınık görüntüsü ile benzer sonuçlarla karşılaşması içten değil.

Tuesday, July 28, 2009

Diego Buonanotte; Büyük Yeteneği ile Gözalıcı Arjantin Bücürü


World Soccer Magazin tarafından dünyanın gelecek vaadeden en yetenekli 50 genç oyuncusundan bir tanesi olarak gösterilen Diego Buonanotte malesef Beşiktaş taraftarı tarafından hakettiği ilgiyi göremedi. Adı bu yaz Beşiktaş ile anılan hatta Arjantin medyasına göre Beşiktaş'a gitmesi an meselesi olan bu süper yıldız Querasma sevdasının gölgesinde kaldı. Halbuki, henüz 21 yaşında olan ve çok sayıda kulüp tarafından izlenen Buonanotte'nın şampiyon liginde sergileyeceği üst düzey bir performans Beşiktaş'a gerek maddi gerekse manevi kayda değer bir fayda sağlayabilirdi. Zira, Buonanotte'nın sürekli yükselen performansının ve başarma hırsının bu sonuca ulaşma ihtimalini kuvvetlendirdiğine inanıyorum. Tam bu noktada madem o kadar yetenekliydi Beşiktaş'a mı kaldı dediğinizi duyar gibiyim. Ancak, bu düşüncenin her daim doğru olmadığına inanan birisi olarak sizlere yanıtım Frank Ribery olacaktır. Nitekim, Frank Ribery'de Galatasaray'a geldiğinde ülkesinin ve Avrupa'nın en yetenekli genç oyuncularından bir tanesi olarak gösteriliyordu. Onu Türkiye'ye getirmeyi başaran Galatasaray bir kaç yıl daha elinde tutmayı başarabilseydi neler kazanırdı tahmin edin.

Haziran ayında Toulon Turnuvası'ndaki performansı ile parmak ısırtan ve River Plate taraftarları tarafından klubün efsane ismi Ortega'nın ardından en değerli oyuncu seçilen Buonanotte için klüp başkanının ve altyapı kordinatörü bakın ne demiş;


"River'ın Messi'si olmayabilir ama Buonanotte'sı var"-Héctor Pitarch, River Plate Altyapı Kordinatörü

"Buonanotte, paha biçilmez bir yetenek"-José María Aguilar, River Plate Başkanı

Bunca lafın üzerine, bu süper yeteneğin takım arkadaşı Falcao ile Adidas için çekmiş oldukları reklam filmini de izlemenizi tavsiye ederim.

http://vimeo.com/4628801

Monday, July 27, 2009

Beşiktaş Analiz

Sezon hazırlıklarının önemli bir bölümünü İstanbul'da sürdüren ve ilk hazırlık maçında İstanbul'da Catania ile karşılaşan Beşiktaş 25 Temmuz akşamı Olympic Lyon ile karşılaştı. Her iki maçtan da 1-1'lik skorlarla ayrılan Beşiktaş'tan ziyade bazı oyunculardan bahsetmek istiyorum. Zira, böylesi maçlarda takımın performansından ziyade belli oyuncuların performanslarının değerlendirilmesini daha doğru buluyorum.

Öncelikle, taraftar tarafından yoğun olarak eleştirilen Cisse'nin yerine transfer edilen Fink hakkındaki görüşlerimle başlamak isterim. Özellikle Fabian Ernst'in üstün performansının da etkisiyle takıma transfer edilen Fink, gerek Catania maçında gerekse Lyon maçında öne çıkan bir performans sergileyemedi. Top kapmada ve mücadele etmede bir sıkıntısı olmayan Alman oyuncunun özellikle oyunun kurulmasında etkisiz kaldığı gözden kaçmadı. Bu açıdan bakıldığında Cisse'nin soğukkanlılığını ya da Serdar Kurtuluş'un etkinliğini Beşiktaş arayacaktır. Hele de yabancı sayısı açısından belirgin bir kadro zaafiyetini haiz siyah beyazlıların, Fink ile Serdar Kurtuluş arasındaki kıyaslamayı sezon ortasında sıklıkla dile getireceklerini tahmin ediyorum.

Diğer transferlerlerden özellikle İsmail Köybaşı ve Ferrari her iki maçta da takıma faydalı olacaklarının sinyallerini verdiler. Özellikle Ferrari, Lyon maçında Catania maçına göre daha hazır ve uyumlu göründü. Sakinliği, sürati ve tecrübesi ile Beşiktaş'a faydalı olacağını düşünüyorum. İsmail ise oldukça istekli olmasının yanısıra top ile süratli ve teknik bir defans oyuncusu olarak dikkat çekiyor. Öte yandan, özellikle Lyon maçında onun görev bölgesinden gelen tehlikeli akınlar dikkate alındığında sanırım geri dönüşler konusunda daha dikkatli olması gerekecek. Erhan Güven ise istekli ancak sınırlı bir kapasite göstermesine karşın, İbrahim Toraman ve Ekrem Dağ'ı her zaman zorluyacak bir alternatif olarak göze çarptı.
Yeni transferlere ilave olarak Bobo ile ilgili bir parantez açmak istiyorum. Lyon maçında çok durgun ve moralsiz bir görüntü çizdi. Sanırım, sezon başındaki transfer görüşmeleri onu belirgin bir biçimde olumsuz etkilemiş. Umarım bu şekilde devam etmez. Zira, gerek ligde gerekse şampiyonlar liginde iyi bir Bobo'nun etkisi çok önemli.

Bu oyuncuların bahse konu performanslarının yanında Beşiktaş takımında en dikkat çekici olay oyun kurucu konusunda yaşanan sıkıntı. Acilen kazanılan topları kullanabilecek, oyunu sakin bir biçimde yönlendirebilecek bir 10 ya da 10,5 numara bulunması şart. Zira, böyle bir oyuncunun takım içinden çıkartılması pek mümkün görünmüyor. Buraya alınacak oyuncunun da yabancı olacağı göz önüne alındığında türk oyucularını (Batuhan Karadeniz, İbrahim Kaş, Gökhan Zan, Emre Özkan) hoyratca harcayan Beşiktaş'ın önümüzdeki sezon karşılacağı en ciddi riskin yerli oyuncu seçimi olacağını düşünüyorum.