Sezon hazırlıklarının önemli bir bölümünü İstanbul'da sürdüren ve ilk hazırlık maçında İstanbul'da Catania ile karşılaşan Beşiktaş 25 Temmuz akşamı Olympic Lyon ile karşılaştı. Her iki maçtan da 1-1'lik skorlarla ayrılan Beşiktaş'tan ziyade bazı oyunculardan bahsetmek istiyorum. Zira, böylesi maçlarda takımın performansından ziyade belli oyuncuların performanslarının değerlendirilmesini daha doğru buluyorum.
Öncelikle, taraftar tarafından yoğun olarak eleştirilen Cisse'nin yerine transfer edilen Fink hakkındaki görüşlerimle başlamak isterim. Özellikle Fabian Ernst'in üstün performansının da etkisiyle takıma transfer edilen Fink, gerek Catania maçında gerekse Lyon maçında öne çıkan bir performans sergileyemedi. Top kapmada ve mücadele etmede bir sıkıntısı olmayan Alman oyuncunun özellikle oyunun kurulmasında etkisiz kaldığı gözden kaçmadı. Bu açıdan bakıldığında Cisse'nin soğukkanlılığını ya da Serdar Kurtuluş'un etkinliğini Beşiktaş arayacaktır. Hele de yabancı sayısı açısından belirgin bir kadro zaafiyetini haiz siyah beyazlıların, Fink ile Serdar Kurtuluş arasındaki kıyaslamayı sezon ortasında sıklıkla dile getireceklerini tahmin ediyorum.
Diğer transferlerlerden özellikle İsmail Köybaşı ve Ferrari her iki maçta da takıma faydalı olacaklarının sinyallerini verdiler. Özellikle Ferrari, Lyon maçında Catania maçına göre daha hazır ve uyumlu göründü. Sakinliği, sürati ve tecrübesi ile Beşiktaş'a faydalı olacağını düşünüyorum. İsmail ise oldukça istekli olmasının yanısıra top ile süratli ve teknik bir defans oyuncusu olarak dikkat çekiyor. Öte yandan, özellikle Lyon maçında onun görev bölgesinden gelen tehlikeli akınlar dikkate alındığında sanırım geri dönüşler konusunda daha dikkatli olması gerekecek. Erhan Güven ise istekli ancak sınırlı bir kapasite göstermesine karşın, İbrahim Toraman ve Ekrem Dağ'ı her zaman zorluyacak bir alternatif olarak göze çarptı.
Yeni transferlere ilave olarak Bobo ile ilgili bir parantez açmak istiyorum. Lyon maçında çok durgun ve moralsiz bir görüntü çizdi. Sanırım, sezon başındaki transfer görüşmeleri onu belirgin bir biçimde olumsuz etkilemiş. Umarım bu şekilde devam etmez. Zira, gerek ligde gerekse şampiyonlar liginde iyi bir Bobo'nun etkisi çok önemli.
Bu oyuncuların bahse konu performanslarının yanında Beşiktaş takımında en dikkat çekici olay oyun kurucu konusunda yaşanan sıkıntı. Acilen kazanılan topları kullanabilecek, oyunu sakin bir biçimde yönlendirebilecek bir 10 ya da 10,5 numara bulunması şart. Zira, böyle bir oyuncunun takım içinden çıkartılması pek mümkün görünmüyor. Buraya alınacak oyuncunun da yabancı olacağı göz önüne alındığında türk oyucularını (Batuhan Karadeniz, İbrahim Kaş, Gökhan Zan, Emre Özkan) hoyratca harcayan Beşiktaş'ın önümüzdeki sezon karşılacağı en ciddi riskin yerli oyuncu seçimi olacağını düşünüyorum.
No comments:
Post a Comment